Bir anı, bir imge ve Rilke’nin Neydim çevirili bir şiiri
Yıl 1990, eşim Frankfurt’tan İstanbul’a uçuyor, yanına uzun boylu, kısa, kızıla çalan kumral , hafif dalgalı saçlı güzel bir Alman kadın oturuyor. Sohbete başlıyorlar. Ursula Groβmann usta ve duyarlı bir fotoğraf. İyi dostları var Türkiye’de. Her yıl gelip Türkiye’yi geziyor, taaa uzaklara, en doğu noktasına kadar gidiyor ve birbirinden güzel, ilginç, duyarlı, o yörelerin ruhunu yansıtan fotoğraflar çekiyor. Sonra o fotoğrafları sergiliyor. O tarihlerde hiç kolay değil bu fotoğrafları çekmek, tab ettirmek ve sergiye hazır hale getirmek. Dijital fotoğraf makinaların yaşamımıza girmesine daha var nice yıllar. Dahası, Ursula bir de her resme uygun bir şiir yerleştiriveriyor o güzelim fotografların ucuna. Eşim Ursula’yı benimle tanıştırıyor, Ursula şiirler için bir çevirmen arıyor. Biliyorum, Necdet arkadaşımdan daha iyisini bulamaz ve böylece Necdet 4 Kasım ile 18 Kasım 1990 tarihleri arasında yapılacak bu serginin davetiyesindeki bu şiiri Türkçeye aktarıyor.
Rainer Maria Rilke
Rainer Maria Rilke (1875 Prag-1926 Valmont) Alman edebiyatının en önemli, en duyarlı şiirlerini kaleme alan şairlerinden biri. Türkçeye sayısız kez aktarılmış birbirinden güzel ve derin şiirleri daha lise yıllarındayken elimden düşmezdi, sonra ben onunla Prof. Safinaz Duruman, Prof. Şara Sayın ve Prof. Yüksel Özoğuz’un derslerinde daha yakından tanışacaktım. Şara hocamızın dersinde “Der Panther” şiirini yorumlamamız hâlâ anılarımdadır. Bugün bile şiiri her okuduğumda ürperirim ve şaşırırım, Rilke nasıl vermiş o tarifi olanaksız duyguları bu yalın satırlarda diye. Rilke’nin Türkiye’de yapılan son çevirileri 2010 yılında yitirdiğimiz Yüksel Özoğuz tarafından ” Orpheus’a Soneler “adıyla Yapı Kredi Yayınlarında (2009) yayımlandı..
Wie schön bist Du, meine Freundin! Du kommst und gehst. die Türen fallen viel sanfter zu, fast ohne Wehn. Du bist der leisseste von Allen, die durch die leisen Häuser gehn. Man kann sich so an dich gewöhnen, daβ man nicht aus dem Buche schaut, wenn seine Bilder sich verschönen, von deinem Schaten überblaut; weil dich die Dinge immer tönen, nur einmal leis und einmal laut Rainer Maria Rilke | Ne kadar güzelsin, arkadaşım! Gelir gidersin. Kapanır kapılar Usulca, esintisi sanki duyulmaz bir rüzgâr Sensin, en sessizi herşeyin, geçip giden arasından sessiz evlerin. Alışır sana öylesine, Bakılmaz o zaman kitaptan. resimler güzelleştiğinde Senin gölgenle kaplanan. Hep sen varsın çünkü o şeylerin sesinde, kimi sessiz, kimi de duyulan Çevirmen: Necdet Neydim (1990) |
Der Panther Sein Blick ist vom Vorübergehn der Stäbe so müd geworden, dass er nichts mehr hält. Ihm ist, als ob es tausend Stäbe gäbe und hinter tausend Stäben keine Welt. Der weiche Gang geschmeidig starker Schritte, der sich im allerkleinsten Kreise dreht, ist wie ein Tanz von Kraft um eine Mitte, in der betäubt ein großer Wille steht. Nur manchmal schiebt der Vorhang der Pupille sich lautlos auf -. Dann geht ein Bild hinein, geht durch der Glieder angespannte Stille – und hört im Herzen auf zu sein. Rainer Maria Rilke, 6.11.1902, Paris |